İnsanın hastalık belirtisi gibi bağlandığını belli eden, noluyooor ya dedirten, hissizleştirirken aslında derine iten birtakım şeyler vardır. Her insanda bazen aynı bazen farklı nükseder. Hastalık semptomu gibi.. Mesela benim, bırak boşver ya diyecekken içim sızlıyorsa, hele ki o kişi sarıldığım biriyse ki o durumda eyvahlar olsun. Ama sarılmadan da olabiliyormuş değişebiliyormuşum onu da anladım, o ayrı.. O durum öyle iğrenç bir şey ki, böyle ağlamak istersiniz ağlayacak bir sebep yoktur, ama burun kemiği sızlar.. Devamı da yüreğin yumrulaşması zaten. Bu bazen iyi bazen kötü, insanın nasibini kısmetini bildiği durumda iyi olurdu. Yanlış kişi için boşa kürek çekmek geleceğindeki doğru kişiye verilecek ilgi,sabır,güven...vs bırakmadığı için doğru kişiye o haksızlığı yaşatmış oluyorsun. Hoş, doğru kişi geldiğinde biz onu da hissedemeyiz maalesef, daha doğrusu benim gibi yüreği ile rota çizenler diyeyim. Anlamayız, şerefsizin biri gelse bile baştacı yaparız. Üst üste de bu pis insanlara denk geldikçe üç yanlış bir doğruyu götürür misali o gelen doğru kişi de o yanlış kişilerin nasibini alır. Çünkü yaşanmışlıklar “acaba” gözüyle baktırır. “Yine mi” hissini yaşamamak için doğru insanı çileden çıkartırız. Ama o doğru kişi de “benim o,ben..” bir işareti veremez ki. O işaret olmayınca da kaybedebiliyor insan.
29/09/2016 tarihinden....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder